19 Nisan 2017 Çarşamba

Güzel Dostlara

Merhaba!

Bu aralar yazamıyorum bloga.  Hatta bırakın yazmayı giremiyorum bileL  Çünkü doktora tezim için tez komitesine tezimi sunmam gerekiyor.  Yani kısacası yoğunlaşarak çalışmam gerekiyor. Hem anne hem eş hem çalışan bir kadın hem doktora öğrencisi olarak  zamanı yetiştiremiyorum ve çok zorlanıyorumL  Çalışmasam içim rahat değil, bloga yazmasam içim rahat değil.  Ne yapacağımı bilemedim.  Sonra şöyle düşündüm.

Madem biz blog yazarları bir aile gibiyiz ve birbirimize destek olacağız. Ben de böyle sesiz bir şekilde ortadan kaybolmaktansa sebebini yazmayı tercih ettim.  Çok zorlu bir jürinin karşısına çıkacağım ve ister istemez strese giriyorum. Birden fazla sorumluluğum da olunca bu stres daha da katlanıyor haliyle.  “Ya nasip” deyip çıktığım bu yolda yine “ya nasip” deyip elimden geleni yapmaya çalışacağım.

Sonuç ne olur bilmiyorum; ama umarım iyi bir sonuçla ve gönül rahatlığıyla dönerim buralara. Dualarınızı bekliyorum güzel dostlar. Haydi, kalın sağlıcakla!

7 Nisan 2017 Cuma

Evvel Zaman İçinde

“Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmaz akışında”  A. Hamdi Tanpınar

Bu aralar zamanın hızına yetişemiyorum, su gibi akıp geçiyor.

Oysa “Evvel zaman içinde …” diye başlamıştı her şey.

Çocukken zaman dediğimiz şey ne kadar da cömertti. Hep aynıydı, eksilmiyordu. Belki de bu yüzden hemen büyümek istiyorduk.

Sonra zamanla değişti her şey.  Geçti günler, haftalar… Hayallerimizle süsledik zamanı.

Gel zaman git zaman, büyü bozuldu. Durdurmayı istedik zamanı. 

Şimdilerde zamanla yarışır olduk.  

Zaman bize inat durmadan ilerliyor. 

Biz ise; bazen zaman kolluyor, bazen zaman kazanıyoruz.  

Bazen zaman öldürüyor, bazen de kendimize zaman veriyoruz. 

Hatta zaman bize uymazsa biz zamana uyuyoruz.

Ha bir de “zaman her şeyin ilacı” diyoruz. 

Kaç zamandır,

Zaman tanıyorum kendime,

Çabucak geçmesini mi, durmasını mı istiyorum diye zamanın.

Zamanı çözemedim ben. Sanki girift bir bilmece.

Söyleyin a dostlar!

İçinde miyiz yoksa dışında mıyız zamanın?

Zaman dönüp duran bir çember mi etrafında döndüğümüz?

Zaman bir kara delik de yavaş yavaş içine mi çekiliyoruz?

Yoksa. Yoksa zamanda kayıp mı oluyoruz gitgide…

Eğer öyleyse,

Zamanımız dolmadan, sevdiklerimizin kıymetini bilmek dileğiyle…